google-site-verification=JqUa_tpY-arGmH6gxH6bFO7jRh1d-2Vy489DaQR8NZo

Teknik Analizin 5 Temel İndikatörü: Piyasalarda Kayıpları Önlemenin Bilimsel Yolu

Teknik Analizin 5 Temel İndikatörü: Piyasalarda Kayıpları Önlemenin Bilimsel Yolu
Piyasalardaki kayıpların arkasındaki en büyük neden: yanlış zamanda işlem açmak. Bu kapsamlı rehberde RSI, hareketli ortalamalar, Bollinger Bands, OBV ve pivot noktalarını derinlemesine inceleyerek alım-satım kararlarınızı nasıl güçlendireceğinizi öğrenin
Teknik Analizin 5 Temel İndikatörü: Piyasalarda Kayıpları Önlemenin Bilimsel Yolu

Teknik Analizin 5 Temel İndikatörü: Piyasalarda Kayıpları Önlemenin Bilimsel Yolu

Piyasalarda yaşanan kayıpların en büyük sebebi genellikle yanlış zamanda ve yanlış yerden işlem açmaktır. Yeni başlayanlar için grafikler başta karmaşık çizgiler ve rastgele fiyat hareketleri gibi görünse de, bu kaosun içinde aslında belli başlı kurallar ve tekrarlayan yapılar saklıdır. İşte tam da bu noktada teknik analiz indikatörleri devreye giriyor.

{tocify} $title={İçindekiler}

Fakat dikkat! Her indikatör aynı şeyi söylemez ve çoğu yatırımcı onları yanlış yorumladığı ya da hiç kullanmadığı için zarar eder. Bu yazıda, en çok kullanılan ama en çok da yanlış anlaşılan 5 teknik analiz indikatörünü beraber ele alacağız.

İndikatör Grupları: Hangi Araç Ne İşe Yarar?

İndikatörleri teker teker ele almadan önce, teknik analiz indikatörlerini daha iyi anlayabilmek için önce bunları gruplara ayırmamız gerekiyor. Çünkü inanın bana, her indikatör aynı amaca hizmet etmiyor. Kimi fiyatın yönünü (trend), kimi hızını (momentum), kimi de piyasanın ne kadar hareketli olduğunu (volatilite) gösteriyor. Bu yüzden indikatörleri şu ana başlıklar altında toplayabiliriz:

  1. Momentum İndikatörleri: Piyasadaki mevcut trendin ne kadar güçlü olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor. RSI, Stokastik, MACD gibi araçlar bu gruba girer.
  2. Trend Takip İndikatörleri: Mevcut trendin yönünü ve devam edip etmeyeceğini anlamamıza yardımcı olur. Hareketli Ortalamalar, MACD, ADX ve İçimoku gibi indikatörler bu kategoridedir.
  3. Volatilite İndikatörleri: Fiyatın ne kadar dalgalandığını ölçer. Volatilite aynı zamanda finansta riskin de bir ölçüsüdür. Bollinger Bands, ATR, Donchian Channels bu gruptadır.
  4. Hacim Tabanlı İndikatörler: Fiyat hareketlerinin arkasında gerçekten bir güç olup olmadığını gösterir. OBV ve Volüm Osilatörü bu gruba örnektir.
  5. Yapı ve Seviye Analizi Araçları: Destek-direnç bölgelerini belirlememize yardımcı olur. Fibonacci, pivot noktaları ve manuel trend çizgileri buna dahildir.

Özetle, her indikatör aynı işi yapmaz. Birini seçip her yerde kullanmak yerine, neye ihtiyacınız olduğunu bilip o amaca uygun aracı kullanmak doğru yöntemdir. Şimdi gelin bu kategorilerden seçtiğimiz beş güçlü indikatöre daha yakından bakalım.

1. RSI (Göreceli Güç Endeksi): Momentumun Ölçüsü

Momentum indikatörleri, fiyatın ne kadar hızlı ve güçlü hareket ettiğini anlamamıza yardımcı olan araçlardır. Bu araçlar, mevcut trendin devam edip etmeyeceğini ya da zayıflayıp zayıflamadığını gösteren en güçlü yöntemlerden biridir. Çünkü bir trend sadece yönüyle değil, gücüyle de anlam kazanır.

Eğer fiyat yükseliyor ama momentum düşüyorsa, bu mevcut trendin yavaş yavaş tükenmeye başladığını gösterir. Tam tersi durumda momentum artıyorsa, trendin devam etme ihtimali güçlenir.

En yaygın momentum indikatörlerinden biri RSI, yani Göreceli Güç Endeksi’dir. RSI bize şunu söyler: “Bu varlık son dönemde çok mu hızlı yükseldi ya da çok mu sert düştü?” Yani aslında piyasada bir aşırılık var mı yok mu, bunu ölçer.

RSI indikatörü 0 ile 100 arasında değer alır ve iki ana referans seviyesi vardır: 30 ve 70. 70’in üzeri aşırı alım bölgesi, 30’un altı aşırı satım bölgesi olarak kabul edilir. Bu seviyeler, fiyatın çok fazla yükselip yükselmediğini ya da çok fazla düşüp düşmediğini gösterir.

Ama burada çok kritik bir nokta var: Bu seviyelere geldi diye hemen ters işlem açılmaz! Yani RSI 70’in üstüne çıktı diye “hemen sat” demek doğru değil. Zira bir ürünün aşırı alım bölgesine girmesi, aynı zamanda momentumunun ve alıcı talebinin de yüksek olduğu anlamına gelir.

Peki RSI’yı ne zaman kullanmalıyız?

  • Trend dönüşlerini tahmin etmek için
  • Özellikle RSI 70’in üzerinde ve fiyat yeni zirvelere çıkamıyorsa (negatif uyumsuzluk)
  • Sert düşüşlerden sonra RSI 30’un altına indiğinde potansiyel alım fırsatları için

Bakın, burası çok önemli: RSI tek başına alım-satım sinyali üretmek için değil, trendin gücünü anlamak için kullanılmalı. Başka bir indikatörle ya da destek-direnç seviyeleriyle birlikte kullandığınızda çok daha etkili olur. Özellikle RSI uyumsuzlukları (fiyat yeni tepe yaparken RSI’ın yapmaması gibi) oldukça güçlü dönüş sinyalleri olabilir.

2. Hareketli Ortalamalar: Trendin Pusulası

Piyasalarda en temel sorulardan biri: “Şu an bir trend var mı? Varsa hangi yönde ilerliyor?” İşte trend takip indikatörleri de tam olarak bu sorunun cevabını bulmamıza yardımcı olur. Fiyat yukarı mı gidiyor, aşağı mı gidiyor, yoksa yatay mı seyrediyor?

Bu tür indikatörler genellikle gecikmeli çalışır. Yani sinyali anlık değil, geçmiş verilere göre verir. Bu yüzden bazen tepki vermekte geç kalabilirler, ama bize trende karşı işlem açmama konusunda güçlü bir uyarı verirler.

Hareketli ortalamalar, fiyatların belirli bir zaman dilimindeki ortalamasını alarak, bu ortalamayı grafik üzerinde sürekli güncellenen bir çizgi halinde gösterir. Amacı, fiyatın genel yönünü yumuşatmak ve trendin daha net görünmesini sağlamaktır.

Hareketli ortalamaların birkaç çeşidi vardır:

  1. Basit Hareketli Ortalama (SMA): Belirli bir süre içindeki fiyatların aritmetik ortalamasını alır. Örneğin, 10 günlük SMA, son 10 gündeki kapanış fiyatlarının toplamını alıp 10’a böler. Temel bir trend göstergesi sunar, ancak ani fiyat değişimlerine karşı biraz yavaş tepki verir.
  2. Üstsel Hareketli Ortalama (EMA): Basit hareketli ortalamaya göre daha hassastır, çünkü son günlerdeki fiyatlara daha fazla ağırlık verir. Fiyat ani bir şekilde yön değiştirirse, EMA buna daha hızlı tepki verir. Özellikle kısa vadeli traderlar EMA’yı tercih eder.
  3. Ağırlıklı Hareketli Ortalama (WMA): EMA gibi son verilere daha fazla önem verir, ancak hesaplaması biraz farklıdır. EMA’da ağırlıklar üstsel şekilde azalırken, WMA’da ağırlıklar doğrudan sırayla belirlenir.

Peki hareketli ortalamaları nasıl kullanıyoruz?

  • Trend yönünü belirlemek için: Uzun vadeli grafiklerde (günlük/haftalık) fiyat 200 günlük hareketli ortalamanın üzerindeyse genellikle yükseliş trendi, altındaysa düşüş trendi sinyali verir.
  • Kesişimlerle sinyal üretmek için: Kısa vadeli bir ortalama (örneğin 20), uzun vadeli bir ortalamayı (50 gibi) yukarı keserse bu bir “al” sinyali olabilir. Buna “golden cross” (altın kesişim) denir. Tersi durumda ise “sat” sinyali oluşabilir (dead cross/ölüm kesişimi).
  • Destek-direnç olarak kullanmak: Bazı traderlar özellikle EMA’ları dinamik destek veya direnç olarak kullanır. Fiyat EMA seviyesine ulaştığında alım ya da satım yapılır.

3. Bollinger Bands: Volatilitenin Kâşifi

Teknik analizde genellikle “fiyat yükselecek mi, düşecek mi?” sorusuna odaklanırız. Ama en az bunun kadar önemli başka bir konu daha var: Fiyatın dalgalanmaları, yani volatilite.

Volatilite, aslında finans dünyasında riskin doğrudan bir ölçüsüdür. Çünkü bir varlığın fiyatı ne kadar çok ve ne kadar hızlı değişiyorsa, o varlığa yatırım yapmak da o kadar risklidir. Bir varlık bir günde %1 yukarı veya aşağı hareket ediyorsa volatilitesi düşüktür ve daha güvenli kabul edilir. Ama başka bir varlık gün içinde %10 yukarı, sonra %7 aşağı gidiyorsa, bu hem yüksek volatilite hem de yüksek risk/potansiyel anlamına gelir.

Bollinger Bantları, fiyatın standart sapmasına göre hareketli sınırlar çizen bir indikatördür. Orta bandı bir hareketli ortalamadır (genellikle 20 periyotluk SMA). Üst ve alt bantlar ise bu ortalamadan belirli bir standart sapma uzaklıkta (genellikle 2) çizilir.

Bollinger Bantları üç çizgiden oluşur:

  1. Orta Bant: Genelde 20 periyotluk SMA’dır ve fiyatın ortalama değerini gösterir.
  2. Üst Bant: Ortalamadan yukarıya doğru genellikle 2 standart sapma uzaklıkta çizilir.
  3. Alt Bant: Ortalamadan aşağıya doğru 2 standart sapma uzaklıkta çizilir.

Bollinger Bantları şu durumlarda bize bilgi verir:

  • Bantlar genişliyorsa: Volatilite artıyor demektir. Genellikle sert hareketlerin olduğu dönemlerde görülür.
  • Bantlar daralıyorsa: Piyasa sıkışıyor, düşük volatilite var. Bu genellikle “patlamadan önceki sessizlik” olabilir.
  • Fiyat üst banda değdiğinde: Fiyatın normalden fazla yükseldiğini gösterebilir, ama bu hemen “satış yap” demek değildir.
  • Fiyat alt banda değdiğinde: Aşırı düşüş olabilir, ama bu hemen “al” sinyali anlamına gelmez.

Bollinger Bantları, özellikle RSI, MACD gibi diğer indikatörlerle birlikte kullanıldığında daha sağlıklı sonuç verir. Özellikle sıkışma dönemleri (bantların daralması) büyük hareketlerin habercisidir. Bantlar daralmışsa ve hacim artmaya başlıyorsa, dikkatli olmakta fayda var!

4. OBV (On-Balance Volume): Hacmin Gizli Dili

Teknik analizde çoğu zaman sadece fiyatlara odaklanırız. Ancak fiyat hareketinin ne kadar güçlü olduğunu, yani o hareketin arkasında gerçekten ciddi bir alım veya satım gücü olup olmadığını anlamak için hacim verilerini de mutlaka dikkate almak gerekir.

Çünkü fiyat yukarı gidiyor olabilir, ama bunu çok düşük bir hacimle yapıyorsa, bu hareket güven vermeyebilir. Tam tersi şekilde, güçlü bir hacimle gelen kırılımlar veya dönüşler, fiyatın o yönde devam etme ihtimalini artırır.

On-Balance Volume (OBV), hacmi fiyat yönüyle birlikte değerlendiren oldukça basit ama etkili bir hacim indikatörüdür. Mantığı şuna dayanır:

  • Fiyat yükseldiği günlerde hacmi pozitif olarak ekler
  • Fiyat düştüğü günlerde hacmi negatif olarak çıkarır

Bu şekilde birikimli bir hacim çizgisi oluşturur. Yani fiyat yukarı gitse de gitmese de OBV yükseliyorsa, bu yatırımcı ilgisinin arttığını ve yukarı yönlü bir hareketin desteklendiğini gösterebilir.

OBV’nin yorumlanması:

  • OBV artıyorsa: Alım baskısı artıyor demektir. Fiyat henüz harekete geçmemiş olsa bile, OBV’nin yükselmesi fiyatın yakında yükselebileceğine işaret edebilir.
  • OBV düşüyorsa: Satış baskısı artıyor demektir. Bu, bir zayıflama sinyali olabilir.

OBV özellikle şu durumlarda çok işe yarar:

  • Fiyat yatayda ama OBV yukarı çıkıyorsa: Bu, pozitif bir uyumsuzluk olarak yorumlanır. Yani akümülasyon (biriktirme) başlamış olabilir.
  • Fiyat yükseliyor ama OBV düşüyorsa: Bu da negatif bir uyumsuzluk uyarısıdır. Yani yükselişin arkasındaki güç azalıyor olabilir.

OBV’yi mutlaka fiyat hareketleri, destek-direnç seviyeleri veya diğer indikatörlerle birlikte değerlendirmek gerekir. Kısacası OBV, piyasadaki görünmeyen hareketleri görmenizi sağlar. Fiyat her zaman her şeyi anlatmaz, bazen hacim daha çok şey söyler.

5. Pivot Noktaları: Günlük Yol Haritanız

Teknik analizde bir başka kritik konu, fiyatın hangi seviyelerde durma, tepki verme veya yön değiştirme ihtimalinin yüksek olduğudur. İşte bu noktada yapı ve seviye analizine odaklanan araçlar devreye girer.

Pivot noktaları, özellikle günlük işlem yapan yatırımcılar (day traderlar) tarafından çok sık kullanılan, fiyatın olası dönüş seviyelerini gösteren bir analiz aracıdır.

En yaygın kullanılan klasik pivot hesaplamasında şu seviyeler yer alır:

  • Pivot Noktası (PP): Ana referans noktasıdır, günün denge seviyesi gibi düşünebiliriz.
  • R1, R2, R3: Potansiyel direnç seviyeleridir.
  • S1, S2, S3: Potansiyel destek seviyeleridir.

Pivot noktalarının yorumlanması:

  • Fiyat pivot seviyesinin üzerindeyse, piyasa yukarı yönlü kabul edilir (alıcılar öndedir).
  • Fiyat pivot seviyesinin altındaysa, piyasa aşağı yönlü olarak değerlendirilir.
  • Fiyat pivot seviyesinden yukarı yönlü koparsa, ilk hedef genellikle R1’dir. R1 kırılırsa, R2’ye kadar hareket beklenebilir.
  • Fiyat pivot seviyesinden aşağı kırılırsa, ilk destek S1’dir. Burası da kırılırsa, S2 devreye girer.

Pivot seviyeleri genellikle fiyatın durakladığı, tepki verdiği bölgelerdir. Bu yüzden stop-loss ve hedef belirlemede oldukça işe yararlar. Otomatik hesaplandığı için subjektif değildir ve günlük, haftalık veya aylık bazda uygulanabilir.

Ancak dikkat etmemiz gereken önemli bir nokta var: Pivot noktaları tek başına sinyal üretmez. Her zaman fiyat hareketi, hacim veya diğer indikatörlerle birlikte yorumlanmalıdır. Volatilitenin yüksek olduğu dönemlerde fiyat bu seviyeleri hızla geçebilir, bu yüzden sadece bir seviye tutmadı diye ters işlem açmak riskli olabilir.

Sonuç: Doğru Araçlarla Piyasayı Okumak

Teknik analiz, doğru araçlarla ve yöntemlerle kullanıldığında piyasayı okunabilir ve alım-satımlarımızı yönetilebilir hale getirir. Her indikatörün farklı bir amacı ve kullanım alanı olduğunu unutmayın.

En etkili stratejiler, genellikle farklı kategorilerden indikatörleri bir arada kullananlardır. Örneğin, bir trend indikatörü (hareketli ortalama) ile bir momentum indikatörünü (RSI) ve hacim indikatörünü (OBV) birlikte kullanmak, size çok daha net ve güvenilir sinyaller verebilir.

Unutmayın, hiçbir indikatör %100 doğru değildir. Hepsi olasılıklar üzerine çalışır ve her biri farklı piyasa koşullarında farklı performans gösterebilir. Bu yüzden, kendi alım-satım stratejinizi oluştururken, farklı indikatörleri test etmek ve hangi kombinasyonun sizin için en iyi çalıştığını bulmak çok önemlidir.

Sık Sorulan Sorular

Hangi indikatör en güvenilirdir?

Tek bir “en güvenilir” indikatör yoktur. Her indikatör farklı piyasa koşullarında farklı performans gösterir. Örneğin, trendin güçlü olduğu dönemlerde hareketli ortalamalar çok iyi çalışırken, yatay piyasalarda Bollinger Bantları daha etkili olabilir. En iyi yaklaşım, farklı kategorilerden indikatörleri (trend, momentum, volatilite, hacim) birlikte kullanmak ve sinyalleri doğrulamaktır.

Yeni başlayanlar hangi indikatörle başlamalı?

Yeni başlayanlar için en basit ve anlaşılır indikatörler hareketli ortalamalar ve RSI’dır. Hareketli ortalamalar trendin yönünü belirlemek için, RSI ise momentumu ölçmek için kullanılabilir. Bu iki indikatörü anladıktan sonra, Bollinger Bantları ve OBV gibi daha karmaşık araçlara geçebilirsiniz. Basit bir 50 ve 200 günlük hareketli ortalama ile 14 periyotluk RSI, başlangıç için iyi bir kombinasyondur.

İndikatörleri kullanırken en sık yapılan hatalar nelerdir?

En sık yapılan hatalar şunlardır: 1) Çok fazla indikatör kullanmak ve grafikleri karmaşıklaştırmak, 2) Tek bir indikatöre aşırı güvenmek, 3) İndikatör sinyallerini mutlak alım-satım işaretleri olarak görmek, 4) Piyasa koşullarına göre indikatörleri ayarlamamak, 5) İndikatörlerin gecikmeli çalıştığını unutmak, 6) Farklı zaman dilimlerinde aynı indikatör ayarlarını kullanmak. İndikatörler yardımcı araçlardır, nihai karar verici değil.

İndikatörler hangi zaman dilimlerinde daha etkilidir?

İndikatörlerin etkinliği, indikatörün türüne ve yatırımcının stratejisine göre değişir. Genel olarak, daha uzun zaman dilimleri (günlük, haftalık) daha güvenilir sinyaller üretir ve gürültüden daha az etkilenir. Kısa vadeli zaman dilimlerinde (1 dakika, 5 dakika) indikatörler daha fazla yalancı sinyal üretebilir. Birçok profesyonel trader, önce büyük resmi görmek için büyük zaman dilimlerini analiz eder, sonra giriş noktaları için küçük zaman dilimlerine bakar.

RSI ile MACD arasındaki temel fark nedir?

RSI ve MACD arasındaki temel fark, hesaplanma yöntemleri ve kullanım amaçlarındadır. RSI (Göreceli Güç Endeksi) bir momentum osilatörüdür ve 0-100 arasında değer alır. Fiyatın son dönemdeki yükseliş ve düşüşlerinin gücünü karşılaştırarak aşırı alım/satım bölgelerini tespit eder. MACD (Hareketli Ortalama Yakınsama/Iraksama) ise hem trend hem de momentum indikatörüdür. İki farklı hareketli ortalamanın birbirine göre konumunu ve momentumunu ölçer. RSI daha çok aşırı alım/satım durumlarını ve uyumsuzlukları tespit etmekte güçlüyken, MACD trend değişimlerini ve momentumdaki değişimleri göstermekte daha etkilidir.

Bollinger Bantları piyasa volatilitesini nasıl gösterir?

Bollinger Bantları, fiyatın standart sapmasına göre genişleyip daralarak piyasa volatilitesini doğrudan gösterir. Bantlar genişlediğinde, bu piyasada yüksek volatilite olduğunu (fiyatın çok dalgalandığını) gösterir. Bantlar daraldığında ise piyasada düşük volatilite olduğunu (fiyatın az dalgalandığını) gösterir. Genellikle bantların daralması, büyük bir hareketin habercisi olabilir – adeta “fırtına öncesi sessizlik” gibi. Bantların genişliği doğrudan piyasanın o anki risk seviyesini yansıttığı için, risk yönetimi ve hedef belirleme için de kullanılabilir.

Kaynakça

  • Murphy, J.J. (1999). Technical Analysis of the Financial Markets. New York Institute of Finance.
  • Elder, A. (2002). Trading for a Living: Psychology, Trading Tactics, Money Management. John Wiley & Sons.
  • Bollinger, J. (2002). Bollinger on Bollinger Bands. McGraw-Hill Education.
  • Pring, M.J. (2014). Technical Analysis Explained. McGraw-Hill Education.
  • Wilder, J.W. (1978). New Concepts in Technical Trading Systems. Trend Research.
  • Appel, G. (2005). Technical Analysis: Power Tools for Active Investors. Financial Times/Prentice Hall.
  • Person, J.L. (2007). Candlestick and Pivot Point Trading Triggers. John Wiley & Sons.
  • Kaufman, P.J. (2013). Trading Systems and Methods. John Wiley & Sons.

Read more

Türk Mitolojisi ile Orta Dünya Benzerlikleri: Bozkurtlar, Ejderhalar ve Ruhlar - Evrensel Arketipler ve Kültürel Köprüler

Valla, ilk kez Yüzüklerin Efendisi‘ni okuduğumda bir garip olmuştum! Sanki bu hikayeleri daha önce duymuş gibi hissediyordum. Wargs’lar bana bozkurtları hatırlatıyordu, Smaug dedeler tarafından anlatılan ejder masallarını andırıyordu, Nazgûl’lar ise tam bir karabasan gibiydi! Sonradan öğrendim ki bu sadece benim hayalim değilmiş! Türk okuyucuların çoğu Orta Dünya‘

By Hikmet Anbarcı